Sizden ufak bir ricam var:
Önce müziği başlatın ve konuşmayı müzik eşliğinde okuyun!!!
Merhaba arkadaşlar,merhaba ülkemin kalbi ve geleceği,merhaba yaşam savaşının yenilmez kahramanları...
Bugün burada olmamın tek sebebi,yıllardır uğraştığım;ama bir türlü anlayamadığım bir problemi çözmek.Bana yardımcı olabilecek,beni en iyi anlayacak kişiler sizlersiniz."Biz mi?Nasıl olur?" diye bir ses duyuyorum sanki.Söylemeseniz de gözlerinizden okuyorum o umutsuzluk ifadelerini.Çok da zor olmuyor aslında biliyor musunuz? Yıllar önce aklımdan hiç silinmeyen,dilimden hiç düşmeyen o cümle:"Ben mi?Nasıl yapabilirim ki?" Evet ben,evet siz...!!!Hayat elinizden her şeyi alarak size bir tokat vurmuşken,siz de her şeye rağmen dimdik ayakta durarak hayata tokat atmak istemez misiniz?Diğer insanlardan çok önce yaşadığınız deneyimlerinizle yaşlarına rağmen daha insan olmayı becerememiş kişilere insanlığı öğretmek istemez misiniz?Sizlerden çok uzak ve bir daha hiç geri dönmeyecek sevdiklerinizi biraz olsun mutlu etmek istemez misiniz?Nasıl mı?Kim ne derse desin,kim ne yaparsa yapsın her şeye rağmen dimdik ayakta durarak...
İki dünya var hayatta:Birisi zifiri karanlık...İnsanların yüzü hiç gülmüyor orda.Hep mutsuz,hep yalnızlar...Kötülük en güçlü orda hep...Peki ya diğeri?Cennet kadar güzel uçsuz bucaksız bir dünya...İyilik ve mutluluğun dışında hiçbir şeyin girmesine izin verilmeyen bir dünya...Hayatlarına ikinci dünyada başlayan insanlar şanslı.Peki ya diğerleri?Hiç mi şansları yok?Sizler de şu anda o korkunç,zifiri karanlık dünyadasınız.Diğer insanlardan farklı olarak 1-0 yenik başladınız hayata.Her geçemn gün daha da kaybolup gidiyorsunuz bu uçsuz bucaksız zindanda.Yardım istiyorsunuz,el uzatan olmuyor...Siz yaklaştıkça onlar bir adım daha uzaklaşıyor sizden.Hayat her neyiniz varsa hepsini aldı elinizden...Tutunacak bir dalınız bile yok...Gerçekten böyle mi acaba?Yoksaq kendimiz mi kapatıyoruz tüm kapıları,biz mi kırıyoruz tüm dalları?Neden bir kere olsun etrafımızdakilere bakmayı denemiyoruz ki?Her şey gerçekten göründüğü gibi mi,gerçekten sizin dışınızda herkes mutlu mu?Baksak da göremiyoruz öyle değil mi?Zifiri karanlıktayız çünkü.Belki de haklısınız...Ben bugün biraz olsun gerçeği görmenizi,anlamanızı sağlamaya çalışacağım.Sizin için ufak bir hikayem var.O muhteşem ikinci dünyaya geçiş kapınız var mı görmek istiyor musunuz?Öyleyse bir bakalım hikayemize...
Sizin gibi küçük bir kız...Baharın tam ortasında,dünyanın rengarenk çiçeklerle neşeyle dolu olduğu bir anda hayatında yaşayacağı o ızdırap dolu günleri bilmeden hayata gözlerini açtı.Ona göre baharın güzellikleri şanslılar içindi.Kendisi şanssızların arasındaydı.Çünkü hayat atıvermişti onu zifiri karanlık zindanın ortasına.Hastalıklı doğmuştu.Her geçen gün ağrıları katlanılmaz bir hal alıyordu.Her şeyi yapmalarına rağmen bir çare bulamamışlardı hastalığına,teşhis bile koyamamışlardı ki.Küçük kızın ve ailesinin hayatı hastane yollarında geçiyordu.Bir de çok sevdiği,onunla herkesten çok ilgilenen bir abisi vardı.Onu o kadar çok seviyordu ki onunla oynarken tüm ağrıları iyileşiveriyordu. Küçük kız 6 yaşına geldiğinde hastalığının teşhisi koyuldu.Ameliyat olması gerekiyordu.Ameliyatta sol böbreği alındı,çünkü kurumuştu ve vücudu için hiçbir fonksiyonu yoktu.Artık ailesiyle birlikte evlerine dönme vaktiydi.Ama keşke o hastaneden hiç çıkmasalardı,keşke o günü hiç yaşamasaydı...Evlerine giderken ağır bir trafik kazası geçirdiler.Artık her şey bitmişti...Küçük kız dışında kimse sağ çıkmamıştı arabadan.Annesi,babası,abisi bırakıp gitmişti onu zifiri karanlığın ortasında.Böbrek ağrıları dinmişti belki ama artık ağrısı dinmeyecek kocaman bir yara açılmıştı yüreğinde...Kimse yoktu artık...Haksızlıktı bu...Daha ayaklarının üzerine basamadan hayat her şeyini alıvermişti elinden bir günde.Lanet etti doğduğu güne,hayata,kendisine...İnanmıyordu artık sevgi diye bir şeye.İnansa da kim sevebilirid ki zaten onu annesi gibi,babası gibi,abisi gibi...Onun için nefret vardı artık.Çevresindeki mutlu insanları gördükçe büyüyen bir nefret...Herkesin acıyarak baktığı bir sokak çocuğuydu artık.Yaşamak diye bir şey yoktu onun için.Yaşıyor gibi görünse de ailesiyle birlikte ölmüştü aslında.Diğer çocuklar okula giderken,o gerçek olmayan hayatını devam ettirmeye çalışıyordu.Ölmek için de yapmadığı şey kalmamıştı;ama hala bu lanet olası yerdeydi.Bir gün...Kışın dondurucu soğuğunda sokağın bir köşesinde tir tir titrerken tanımadığı biri geldi yanına.Doktor olduğunu söyledi ve uzun uzun konuştu küçük kızla.Ortak bir yönleri vardı.Doktor da kimsesizdi.Ama doktor olabilmişti.Demek ki başarı kimsesizler için imkansız değilmiş dedi küçük kız kendi kendine.Az da olsa bir umut doğdu yüreğinde.Hem yalnız da değildi artık,doktor arkadaşı bile vardı.Doktor elinden tuttu,yeni güzel kıyafetler aldı ona.Sonra da okula gittiler birlikte.Artık onun da okulu,dersleri,ödevleri,öğretmenleri,arkadaşları vardı.Çok başarılıydı derslerinde;ama hiçbir zaman gerçekten gülemiyordu.Buna rağmen her düşeceğinde,her umutsuzluğa kapıldığında ailesi,doktor arkadaşı geliyordu aklına.Babası için hayatı yenmeyi başarmalıydı...Ab isi için mutlu olmalıydı...Kendisi gibi olanları kurtarmalıydı...Evet başardı.Yüreğindeki o ufacık umut bile yetti onun başarısına.Liseyi ve üniversiteyi birincilikle bitirdi.Öğretmen oldu...Artık hiç de yalnız değildi.Bir sürü öğrencisi vardı hayat dersi vereceği.Kendisi gibi umuda ihtiyacı olan bir sürü öğrenci...
Bu yenilmez öğretmenin kim olduğunu merak ettiniz değil mi?Çok da uzğınız da değil aslında.Şİmdi tam karşınızda duruyor...Evet ben...Ben bile bunları yapabildiyesm,cennet kadar güzel dünyaya adım atmayı başarabildiysem,sizin için de bir umut var hala...Kendiniz için olmasa da kaybettiğiniz sevdikleriniz hatrına denemeye değmez mi?Bundan sonra sokaklar arkadaşınız olmayacak.Biliyorum hiçbir zaman ailenizin yerini dolduramayacağım;ama bugün buraya sizin anneniz,babnız,abiniz,ablanız olmak için geldim.Kendime beni gerçekten sevebilecek,anlayabilecek arkadaşlar bulmaya geldim.Hiç değilse bu kimsesiz ablanızı mutlu ederek başlayamaz mısınız bir şeylere?Artık o zindandan kurtulmak istemez misiniz?Söz veriyorum hiçbir zaman bırakıp gitmeyeceğim sizi,hep yanınızda olacağım...Hep birlikte olacağız bundan sonra ve hayat kesinlikle yenemeyecek bizi.Siz de başaracaksınız bu ablanız gibi hayata tutunmayı hep el ele tutarak.Başkalarının da yüzünü güldürmek istemez misiniz?Hadi o zaman...Tutun birbirinizin elinden ve gösterin ne kadar güçlü olduğunuzu dünyaya ve hayata...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder